Nilgün’ün ıvır zıvır torbası, Durulmayan bir kafa, Yağmuru Seven Kadın şu bu derken blogumun adı Mavi Günler oldu. Malum deyim yüzünden akla hüznü getirse de , benim mavi günlerim adımdan yola çıkarak düşünülmüş bir isim. İsimlerin önemi olduğuna inanırım. Adım Farsça’dan geliyor. Mavi renkli demek. Tabii gun hecesinin üzerine uzatma koyarak. Mavi boğaz çakrasının rengi, iletişim merkezi, bu da güçlü olduğum yönlerimden, iletişim eksikliğinde de beni vuran bölgem. Yani mavi benim, bu blog da benim günlerim işte.
Önce bu blogun okuma notları üzerine olmasını düşündüm. Ama bununla sınırlı kalmayacağının da farkındaydım. Öte yandan ilgi alanlarım fazlaca geniş olduğundan, bir süre sonra Salah Birsel’in deyimiyle okuyucuyu şallak mallak yapacak bir yazı düzeni oluşacağından da kuşkum yok. Onun için sizi uyarıyorum. Bu blog Murakami’nin kedilerinden söz ederken birden Amak-ı Hayal’e, Arturo Sandoval anlatırken Kpop’a, Osmanlıca’dan Korece’ye, Star Trek’ten, Seksenler’e, Ursula Le Guin’den Fevzi Divanı’na, kedilerden tarsierlere, ekmekçilikten bahçeciliğe, koleksiyonlara, 50’li yılların arabalarına, medyumlara, yeniden doğuşa ve şu anda yazmaya üşendiğim pek çok konuya zıplayabilir.
Oldukça dışa dönük gözüken bir içe dönüğüm ben aslında. Sabah çok erken kalkar, gece çok geç yatarım. Uzun süredir dört saat uyku yetiyor da artıyor bile. Öğrenmeye ve öğretmeye bayılırım. Yağmuru severim, ekip biçeyim, kuşları gözetleyeyim, okuyup yazayım bayılırım. İstanbul’da dışarı çıkmaya üşenirim ama kalkıp Faroe Adalarına, Kore’ye, Machu Picchu’ya gitmeye kalkarım. Bir casus gibi herkesi, her şeyi gözlemekten, her konuda kulağımın delik olmasından hoşlanırım. Çoğu zaman kendimi Pleiades’ten gözlem yapmaya gelmiş bir uzaylı gibi hissettiğim bir gerçek. Her yerde yabancıyım sanki. Okuyacaklarınız da bir anlamda benim gözlemlerim. İşim bitince de Ülker Takım Yıldızına geri döneceğim.
Kore Dizileri ve Filmleri ile ilgili bloguma göz atmak isterseniz, Deli Ajumma da benim .
Nilgün Günaydın Doğramacı
Permalink //
Sevgili Nilgün,
Hatırlarsın,İnterbank’ta bir panomuz vardı…Oraya belli aralıklarla özlü sözler
koyardık. ..Yakın zamana kadar bunları bir dosyada saklamıştım. Arada çıkarır
okurdum. Evde tadilat yaparken 20 yıla yakındır tuttuğum bu senin el yazınla
yazılmış güzel sözleri içeren kağıtları maalesef elden çıkarmak zorunda kaldım.
Blog ‘unu da zevkle izleyeceği düşünüyorum… Hadi bakalım..
Permalink //
O notların bir kısmını da ben saklamışım, hatta bugün başka bir yazı ararken elime geçti dosya, Snoopy’lerden şiirlere , sözlere pek çok şey. Ne güzel günlerdi. Çok teşekkür ederim.
Permalink //
Nilgün hanım merhabalar,
Annem hayattayken “23.10.2005 12:36” tarihinde , “bilyay@bilyay.org.tr” adresine aşağıdaki maili gönderdim.Okundu bilgisi geldi ama cevap gelmedi.Rahmetli annem arastırmam için çok ısrar etmişti.Bu acı günlerde maillerimin arasında gördüm bu konuyu.Ben de çok üstüne düşmemiştim.Ararsanız memnun olurum.Selamlar,saygılar.
—————————–
“””İyi günler dileğimle yazıma başlamak istiyorum.Kimle kontak kuracağımı bilemediğim için size bu maili atmak zorunda kaldım.
Sizden yardım istediğim konuya hemen girmek istiyorum. Dr. Bedri Ruhselman başkanlğında 1950 senelerinde “Yeni Ruhçuluk” akımının içinde olan Dr.Sevil Akay’ın bilgilerine ve en yakını olan kişi veya kişilere ulaşmak için sizden yardım istiyorum.Sn.Dr.Sevil Akay; benim babamın öz halasının oğludur.Sevil beyin annesinin kızlık soyadı Dağıstanlı olduğunu düşünüyorum..Benim babamın dedesi Dağıstanlı. Daha sonra dedelerim “Kaska” soyadını alarak yaşamlarını sürdürmüşlerdir.Sevil beyin dayısının da Şekip Dağıstanlı olduğunu düşünüyorum.Şekip Dağıstanlı’nın oğlu da Kemal Dağıstanlı’dır.Bunlar şu anda Şam’da ikametgah etmektedirler.
Sizden bu bilgilerin ışığında Dr.Sevil Akay’ın herhangi bir yakınına ulaşmam için bana yardım etmenizi rica ediyorum.Fakat bana ulaşan bilgilere göre Sn.Sevil Akay’ın çocukları olmadığı yönündedir.
Saygılarımı sunar şimdiden ilginize teşekkür ederim.”””
———————————————————————-
Tansu Kaska
0532 589 7799
tansukaska@gmail.com
Permalink //
Mesajınızı şimdi gördüm. Malum acılı günler, epeydir blogu açmıyordum. Ben anne tarafımın aile seceresine bir bakayım ve annemi de arayayım ,size en kısa zamanda döneceğim, sevgiler.
Permalink //
Merhaba, bu blogunuzu henuz kesfettim, sizi ‘deli ajumma’ mahlasinizdan taniyorum. Bircok yazinizi sanki ic sesim yazmis gibi okudum.Otuzlarin ortasinda olan ve nerdeyse 15 senedir Kore film ve dizileri izleyen biri olarak kaleminizi seviyorum.
Kova burcu oldugunuzu biliyorum, lisans egitiminden baslayarak bircok kova burcu arkadasim oldu, sizde de onlarda olan disaridan soguk gorunen fakat icerisi karmasik ve duygusal kisiligi goruyorum.
Bir dizi kahramani olsaniz “Another Miss Oh” daki kadin karakter olurdunuz benim icin.
Permalink //
Çok teşekkürler blogumu izlediğiniz için. Başak yükselen Kovayım evet, hem de yedi gezegenim Kovada stelyum yapıyor. içim söylediğiniz gibi karmakarışık, ama dışardan soğuk değil, tam tersine çok güler yüzlü ve cana yakın görünürüm, öte yandan herkesle kolay kolay samimi olmam. Another Miss Oh’ya gelince, çok sevdiğim bir karakter olmasına rağmen sanırım bende daha çok mantık ağır basıyor. Söz konusu aşk olduğunda pek öyle yüreğinin getirdiği yöne git tarzı değilim.
Bu arada baktım taa 1 Temmuz’da yazmışsınız, demek ki o zamandan beri blogu açmamışım, arka arkaya misafirlerim vardı, pek ilgilenemedim bu ara. tekrar teşekkür ediyor, sağlıklı, güzel günler diliyorum.