by

Eve Dönüş

12027128_10153602315733686_1778821682261755217_oSonunda sonbahar geldi. En sevdiğim mevsim. Hem yağmuru sevdiğimden, hem de soğuğu. Sıcaktan ve güneşten nefret ettiğimi daha önce söylemiştim sanırım. Şubat doğumlu olduğumdan belki de, sonbahar ve kış , serin kurt havası en özlediğim. Hava erken kararmaya başladı. Saklıköy bu mevsimde de güzel, ne var ki Hüsam’ın işe gitmesi zor oluyor. Karanlıkta gidip dönmek pek tatsız. Üstelik Saklıköy İstanbul’dan en az bir beş derece daha soğuk oluyor. O yüzden daha olmamış marullarımı, toplanmamış yer elmalarımı, artık bize iyice alışan Eşref ( Namı diğer Go Jun Pyo) ve Yo Na’yı ( Uzunu Ahn Yo Na, kendisi tam bir kicibe ( yelloz, aşüfte ) olduğundan, ismi  Kill me Heal me isimli dramadan alınmıştır. ) güvenlik görevlisine teslim ettiğim mamalarla geride bırakarak, şehre döndüm.

12045309_10153602218253686_8406209024730959590_o
Eşref yüzsüzlüğü iyice ele alıp masa tepelerinde oturmaya başladı.
12045243_10153602218263686_5018272315915333632_o
Bir sabah bir baktım koltuğa teşrif etmiş 🙂
12038942_10153602218268686_6437342784937841206_o
Miço ve Gu Jun Pyo beylerin karşılaşması, ev kedisiyle ciğercinin kedisi hesabı
12068588_10153602218273686_835189457026850717_o
Yo Na hanım, pek bir cilveli kerata
12038745_10153602219063686_5670620414725956049_o
Miço ve Ahn Yo Na Hanımın karşılaşması
12029623_10153602218818686_2726168072772018160_o
Yo Na
12028798_10153602218798686_6244682636308957939_o
Yo Na the kicibe 🙂
12027188_10153602218823686_3154961035182021631_o
Gauralar
11708009_10153602219053686_5008453668532889689_o
Bunları geç dikmişim açtılar ama çiğdem vermediler 🙂

Kır evinde olmanın en kötü yanı internet bağlantısının zayıf, ya da hiç olmaması. Bu yıl Turkcell’e çalıştım diyebilirim. 3 aylık 10 GB tabir edilen şey 10 günde bittiği için habire yenilemek zorunda kaldık. ADSL için gereken kablo çok uzun ve belirli yerlerde kabloları da çalıyorlarmış. O yüzden sitenin  genel interneti de arada gidiyor. Zaten benim 2 blogum ve bir dolu sosyal medya hesabım var.  Dizi izlemesem de fotoğraf ekleyince interneti yiyip bitiriyor. Haber alma ve verme meraklısı bir Kova burcu olduğumdan 3 ay da internetsiz kalıver ne olacak demeyin lütfen, bunu aklım almıyor. Yine de bloga çok fazla yazamadım o yüzden son günlerde. Kore bloguna devam etsem de. Bir de özellikle FB’ta olan paylaşımlar çok canımı sıktı. Herkes bir kaç şehit haberi paylaşmayanı vatan haini ilan ettiğinden, kimileri sıkıyönetim, kimileri seferberlik istediğinden, kimse bu olaylar niye şimdi artıyor, beyefendi istediği milletvekillerini alınca madem kesilecek, ne diye şimdi bitmiyor diye düşünmediğinden, önemli olanın barış olduğunu, gencecik canların o tarafı bu tarafı olmadığını hissetmediğinden,  hatta Ku Klux Klan gibi saldırılar başladığından resmen sıtkım sıyrıldı. Suriyeli göçmenler olayı da  tüy dikti. Daha iki gün evvel işlerimizi alıyorlar, hepsi süprüntü,  bunlara kimse yardım etmesin, hepsini atalım diye car car konuşanlar o zavallı çocuğun boğulmuş fotoğrafından sonra melaike kesildiler. Bu ne acımasızlıkmış, bak bak, daha yeni mi fark ettin ? Bu işi bu hale getirenlerin içinde kimlerin payı var, bunun öncesi ne, sonrası ne gördüğümüz resmin arkasında kimler var , çoğumuz belki düşünüyoruz, belki anlayamıyoruz, ama hepsinden öte gözümüzün önünde kocaman bir dram yaşanıyor yine. Şimdi itiraf edelim, herkes evine bir iki Suriyeli alsın deseler, kaç tanemiz steril hayatlarımızdan fedakarlık edip, bunu yaparız? Hadi bunu yapamıyoruz, bari yarın öbür gün bizim de başımıza gelmesi çok olası durumda olanlar  için tü kaka demeyelim. Bir de sosyal medyada yer alan, aldığını sandığımız yazılar, fotoğraflar , beyanlar düzmece olabilir, artık kes yapıştır, fotoşop ıvır zıvır her şey gayet kolay. Her şeye şüpheyle yaklaşmakta yarar var. İşte şehre geri döndüm ve pastoral güzellikler yerine medyatik çöplüğün içine düştüm.

Oradayken kafa dinlemek için asma kabaklarımla uğraştım. Geçen seneden kurutttuğum bir kaç kabağı boyamakla başladım. Şehre geldiğimde İnönü Caddesindeki dükkandan aldığım akrilik boyaları her seferinde daha da çoğalttım. Sonra tahta ve taş da, hatta Atlantik Okyanusu kıyısından topladığım büyük deniz kabuklarını da boyamaya başladım. Böylece her yer, kabuk, taş, asma kabağı boya oldu çıktı. Çocuk hikayelerimi resimlemek için illustrasyon ayağına başladığım iş, kafa boşaltma yolunda iyi iş gördü. Tam döneceğim sırada muhtemelen geçen seneki kabaklarımın tohumlarından oluşmuş bir dolu asma kabağını otları attığımız yerde bulup toplamamla nirvanaya ulaştı. Gelecek yıla bunları kurutmak için bir hamağa astım.

12045525_10153593790708686_1508538061767085990_o
Sarang yani aşk yazıyor Korece
11924380_10153596715568686_8110919839491144792_o
Bakalım kaçı kuruyacak, meraktayım.
11228140_10153593709513686_5977138836616522469_o
Bu yıl bu kabakları yemedik, kurutmaya karar verdik, Ayçacığım sağolsun, verdiği tohumlar işe yaradı.
11722531_10153593715008686_7231799961625165070_o
Dikkatinizi çekerim bir yandan da Korece çalışıyorum.

12022535_10153593765158686_2084251910329814295_o 12015194_10153593729763686_4152495483308324577_o 12015116_10153593802368686_4009235001642089351_o 11930829_10153593726078686_3708219745905972386_o 11999773_10153593707233686_3069916250240536684_o 12010521_10153593764658686_7819077888893444574_o 12010618_10153593765473686_573094851709418233_o 12010669_10153593850768686_8025241104063443614_o 12030346_10153593764878686_1044053153991337688_o 12027332_10153593765138686_3992172902373827642_o 12039125_10153593790698686_2418401953055676709_o 12039148_10153593709508686_6558454345184807183_o 12045460_10153593764663686_2203263754199543301_o 12045563_10153593790703686_4260535336051374588_o 11802715_10153593802298686_1939456258917008277_o 11822986_10153593764653686_8717200754822002004_o 11864942_10153593764873686_9018815376259966626_o 11222255_10153593798213686_7525413733896959812_o

Eve oraya taşıdığım bir dolu kitabı alıp geri döndüm. Bu arada soft toy / oyuncak dikme planlarıma henüz başlayamadım. Orada olmuyor, bakalım kışa olacak mı? Hoş, işe geri dönmekle, ALES’e girmek gibi çılgınca planlarım hala var. Zaman ne gösterecek, hangisinde karar kılacağım bilemiyorum. Ama şu ara en çok canımı sıkan şey tire ve ğ tuşlarının çalışmaz hale gelmesi ve Apple’dan randevu almak zorunda olmam. TV için kullandığım klavyeyle ğ basmaktan gına geldi. O kadar ki can sıkıntısından hamur açıp, bazlama yapasım var. Bu yaz hamur işinde çığır açtığımı da bu vesileyle not düşeyim, Boşnak mantısından, bazlamaya, simitten, böreğe ki biliyorsunuz ailemin mutluluğu buna bağlı-  çalıştım durdum a dostlar 🙂 Evin etrafında Kdrama Ost dinleyerek dolap beygiri gibi döndüğüm günler, yerini  parkta adam gibi yürüyüşlere bırakacağı için çok sevinçliyim. Herkese merhaba 🙂

12017693_10153602218403686_8609630442451405714_o
Veli beyin civcivleri bize ziyarete gelmişken
12006421_10153602315898686_6977833308397995807_o
Bu yılın kabaklarından
12002375_10153602315718686_8256193003278068434_o
Bu seneki eşlek arısı yuvası balkonda birbirimizi elleşmedik

 

12045433_10153595018618686_1997685217657109569_o

12038796_10153602315723686_8805078457865927169_o

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *