by

Hayatta Hiç Bir Şey Tesadüf Değildir

Bu sözü çok duymuşsunuzdur. Bazı şeyler vardır duyarız, ama bazılarını da hisseder, biliriz. Bu hayatta yaşayacaklarımızın, karşılaştıklarımızın, tanıştıklarımızın zaten hayatımıza gireceğini, bütün bu yaşamı, anlaşmayı kabul ederek geldiğimizi düşünenlerdenim ben. Kendimizi geliştirmek, olgunlaştırmak, olmak için. O yüzden içe doğmalar, öngörmeler, hissettiğinin doğruluğunu gösterecek  tüm o şeyler olunca çok şaşırmam, ama sevinirim içten içe.

Düğün dernek, koşuşturma içinde tabii ki okumaya da her zaman ki gibi zaman ayırdım. Allahtan arabada, otobüste, trende, uçakta, yürürken, yemek yaparken her hal ve şartta okuyabilme gibi bir ayrıcalığım var. Ayrıcalık diyorum, bazıları sessizlik olmadan okuyamaz çünkü. Ben yurt kızı olarak her hal ve şartta okuyabilme alışkanlığı geliştirenlerdenim. Geçenlerde parkta yürürken hem Korece derslerimi dinledim, hem de elimde koca kitap dinlediklerimi kitaptan takip ettim örneğin. Gerçi milletin çay içtiği cafenin önünden geçerken bir takım tipler garip garip baktı, ama olsun. Yine her zamanki gibi bir kaç kitabı bir arada okuyorum.

Nimet Elif Uluğ’un doktorası olan Osmanlı’da Batıl İtikatlar ve Büyü ( 1839-1923 )  kitaplardan biri. Nimet Elif Uluğ benim yaptığımın tersine BÜ Türk Dilinden lisans alıp, sonra Tarih Bölümünde doktorasını tamamlamış. Kitabı İslamiyet öncesinde batıl itikatlar ve büyü, Osmanlı öncesi İslam’da batıl itikatlar ve büyü, Osmanlı İmparatorluğu’nda batıl itikatlar ve büyü 19. Yüzyıl modern Osmanlı Toplumunda batıl itikatlar ve büyü ve Medyadan önceki medya, Tanzimat dönemi Osmanlı Romanında batıl itikatlar ve büyü adlı bölümlerden oluşuyor. Benim gibi bu gibi konulara meraklı olanlar için ideal. Ayrıca bilimsel bir bakış açısından öğreniyorsunuz her şeyi. Tabii her zaman olduğu gibi bu kitabı okurken bibliyografyadan zaten daha önce okuduğum Ahmet Yaşar Ocak’ın Türk Sufiliğine Bakışlar’ına yeniden döndüm. Almam gereken kitaplar da çoğaldı tabii ister istemez okurken. Almam gerekenler neyse de, bende olduğunu bildiğim ama bulabilmek için kitaplığı indirmem gereken kitaplar beni delirtiyor. Örneğin Ahmet Yaşar Ocak’ın Alevi Bektaşi İnançlarının İslam Öncesi Temelleri ile İsmet Zeki Eyüpoğlu’nun Anadolu Büyüleri’nin bende olduğunu biliyorum, ama bir bakışta yerini tespit edemedim. Çünkü kitaplıkta kitaplar üç sıra halinde duruyor artık. Hadi onlar neyse, ama daha geçen gün aldığım Astroloji kitabını 2 hafta aradıktan sonra pes edip, aynısından bir tane daha almama ne demeli ? Bir gün bir yerden çıkacak o kitap, ama ne zaman? Evde sanki kara delik var! Fernando Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı’nı da okuyorum, ama onu anlatmayı başka bir yazıya bırakalım.

Şimdi ilk paragrafa geri dönelim. Okuduğum kitaplardan biri de Allan Kardec’in Ruhlar Kitabı. ( Ruhçu Doktrinin Esasları ) Allan Kardec ile ilgili ilginç bir anım var.Yaklaşık on yıl önce Burak daha lisedeyken Hüsam’ın iş için Paris’e gitmesi gerekti. Üç dört gün kalacak. Biz de hemen heveslendik tabii. Peşine takıldık. Louvre Müzesi şu bu, gezebildiğimiz kadar geziyoruz. Burak’ın da o zamanlar Rockçı zamanları, siyahtan başka bir şey giymiyor, saçları uzun. Arkadaşlarıyla sabah kontrollerinden kaçmak için okula geç gidip gizli saklı giriyorlar. Kimi bir tüp jöleyi kafasına boca ediyor saçlar kısa görünsün diye. Hatta o zamanlar FB’ta uzun saçla ilgili bir sayfa bile açmıştı.  İşte o üç günlük gezide bizimki ben Pere Lachaise Mezarlığına gidip  ( Hani şu çok bilinen ünlülerin yattığı mezarlık ) Jim Morrison’ın mezarını ziyaret edeceğim diye tutturdu. E zamane ailesi bizimki,  çocuk odaklı, kalkıp mezarlığa gittik. fakat bir türlü bulamıyoruz mezarı. Aramak için üçümüz de farklı tarafa dağıldık. Ben epeyce bir dönüp durduktan sonra yorulup, bir mezarın önünde durdum dinlenmek için. Bir kafamı kaldırdım Allan Kardec’in mezarı. Allan Kardec ki Spiritism’in kurucusu, babası. Resmen çekildim oraya.Şaşırdım mı, hayır. Ama sevindim. Burak da kendi mezarını buldu filan, ama demek ki oraya gideceğim varmış.

 

Şimdi bizim ailede büyük amcam Dr Ali Sevil Akay yüzünden ölüm, ölüm sonrası, ölüm ötesi, reenkarnasyon, medyumluk, ruh çağırma seansları  şu bu metapsişik konular ben daha küçücükken başladı. Kız kardeşim ve ben onun anıları ile büyüdük. Sonra büyük amcam Şişli’de otururken ben İnterbank Şişli Şubesinde çalışıyordum, bazı öğlenler kaçar sohbete giderdim. Bana artık yaşlandığını, genç olsaydı beni uyutacağını, bende medyumluk özelliğinin olduğunu söylerdi. Kendimi açabilmem için çalışmalar yapabileceğimi, örneğin saklanan bir şeyi bulma, bir deste kartın içinden istediğim kartı seçme gibi çalışmaların işe yarayabileceğini de. Gerçekten çoğu kez istediğim kartı da çekerim. Bir kez kendi kendimi uyutup altı saat uyanamadığımı söylediğimde çok kızmıştı, böyle şeylerle oyun olmaz diyerek.  Şimdilerde Astroloji kursuna giderken medyumluk, şifacılık gibi özelliklerimin tüm gezegenlerin evlere göre konumundan zaten açık seçik göründüğünü görebiliyorum. Niye rüyalarım çıkıyor, kahve fallarım isabetli, altıncı hissim niye çok kuvvetli bir de astrolojiyle sağlamasını yaptım. Eskiden düşündüğümde özellikle kötü şeyler olacak diye kendimi kapatıyordum. Şimdilerde bundan da vazgeçtim. Kendimi akışa bıraktıkça unuttuğum bazı şeyleri de anımsıyorum. Amcam ile daha da yaşlı zamanlarında bu kez evliyken yakın oturduk ve sohbetler ettik. Amcam annemin öz amcasıdır ve Bedri Ruhselman ile birlikte Türkiye’de Metapsişik Cemiyeti ilk kuran taifenin içindedir. Bedri Ruhselman ile de Afganistan’da birlikte bulunmuştur. Ben kendisi vefat ettikten sonra FB’ta adına bir sayfa açtım. Fotoğraflarını, hayat öyküsünü, şiirlerini, hatta babası büyük dedemin kendisine askeri tıbbiyedeyken yazdığı Eski Türkçe mektubu, elimde kalan tüm belgeleri orada paylaştım. İşte o link şurada. 

Büyük amcam öldüğü güne kadar okumayı ve araştırmayı bırakmadı. En son Türkçe bir sözlük hazırlıyordu. Delici bakışları  çoğu kez bizim gördüklerimizin ötesini görebildiğinin kanıtıydı. Onunla daha çok sohbet etmek isterdim. Kendisi ayrıca hipnoz yoluyla bademcik ameliyatını Türkiye’de gerçekleştiren ilk KBB doktorudur. İngilizce ve Eski Türkçe spiritualism kitaplarının çoğu bende. El yazması olanlar ise Süleymaniye Kütüphanesi’nde kendi adı altındaki bölümde yer alıyor. Abdi İpekçi’nin kendisiyle yaptığı röportajın bir kopyasını da sayfasına ekledim. Öte yandan sohbetlerimizde anlattığı inanılmaz pek çok olay bana pek çok konuda yol açtı. Şimdilerde ara sıra Türkçe ve Osmanlıca yazdıklarını okuyor, bazen kitaplarında sayfa kenarlarına yazılmış notları deşifre etmeye çalışıyor, onu sık sık anıyorum.

Sayfa kenarlarına notlar almış
Çalışmalarından
Kitaplarından
Geçen Bedri beyin imzalı nüshalardan birisini buldum
Portresi
Dedem ve büyük amcam

Bu yaşamda tanışıp karşılaştıklarım, hiç birinizle tesadüfen bir arada değilim. Hayatta yaşadığımız her anın bir nedeni, bir mesajı var, yeter ki farkında olalım. Bir de ne var biliyor musunuz, farkındalıkla yaşamak daha güzel, sadece bakmıyor, görüyorsunuz da !

 

2 Comments


  1. // Reply

    Yine harika bir yazıydı Nilgün’cüğüm, dediğin gibi açıklayamadığımız hatta bilimin sınırlarını zorlayan şeyler var ve ben de bunları inkar yerine kabullenmek gerektiğini düşünenlerdenim.Beynin gücü hala tartışılıyor, bilemediğimiz yeteneklerimiz de.Bu konular, zihin gücüyle eşyaları hareket ettirme(telekinezi vs.) benim de ilgi alanıma çok girdi..
    Mezuniyetimden sonra doktora’ya başlamış ancak tam yeterlilik sınavlarına hazırlanırken (sınavlar şubattaydı) 12 eylül olayları nedeniyle devamsızlıktan kaydımın silindiği bildirildiği için bitirememiştim.O kadar büyük bir travmaydı ki benim için, hırsımdan ne yapacağımı bilemeyerek kendimce kara büyü, büyü konularına merak sarmış (mümkündür ki ilişiğimi kesenlere yapmak amacıyla ) kitap peşinde koşuyordum.O dönemlerde bilenler bilir, Ank.da 2 büyük kitapçı vardı, ismi lazım değil birinde konuyla ilgili kitap sorduğumda sahibinin bana söyledikleri hala aklımda: “kızım, ne diye böyle şeylerle uğraşıyorsun , bak eli yüzü düzgün bir kızcağızsın, git beğendiğin adama sen teklif et, ne diye kara büyüyle müyüyle zorluyorsun zavallıyı?*? valla inan o oldu, bu mesele de araştırmalarım da orada bitti ..
    Astroloji ise , bilim adamlarınca aşağılansa da biz kadınların en sevdiği konulardan ; bilinmeyene çok meraklı burcumuzdan mıdır nedir, pek çok astroloğun kova burcundan olmasına bakılarak bu konudan uzak kalmam tabii ki mümkün olamaz. Ancak ben de, son yıllarda astronomiye takıldım, özellikle Zecharia Sitchin okuduktan sonra , 10. veya 12. gezegen ve uzaylı atalarımıza merak sardım..Bakalım ne zaman tanışacağım !!??
    Ellerine sağlık arkadaşım, her konuda zevkle okuduğum ve okuyacağım yazılarının abonesiyim, Kolaylıklar diliyorum.


    1. // Reply

      Evet metapsişik olaylar deyince Kova burçları anılmasa olmuyor. Bu arada astroloji hocam da Kova burcu. Dünya yüzünde bu kadar çok bilinmez varken, bu konuda esnek olmamak ve düşünmeden reddetmek bana saçma geliyor. Yarın öbür gün safsata dediklerimizin açıklanmayacağını nereden biliyoruz. Güzel dileklerin için teşekkürler.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *