June 5, 2015

by

YOLCULUK Singapur yolculuğu öncesi iki gün kadar valiz hazırlamakla geçti. Uzun bir yolculuk olacaktı ya, gözümde büyüdü de büyüdü. Miço’yu nasıl bırakacağım, on gün nasıl geçecek, bu kadar yolu nasıl gideceğiz. Bir sürü soru beynimde döndü durdu. Daha önce Amerika ve Kanada’ya gitmiştik. 2000 ve 2001’de. Ama birisi KLM, diğeri Lufthansa ile ve  aktarmalı yolculuktu.

by

Epeydir gezilerim hakkında  günce yazıyorum. Gittiğim yerdeyken ayrıntılı yazmak zor olsa da , mutlaka bir çatı oluşturuyorum, sonrasında eve dönünce, düzeltip, bazı eklemeler ve çıkarmalar yapmasam olmuyor. Finlandiya, Avusturya, İtalya, Amerika, Kanada, İtalya, Fransa, Güneydoğu gezi güncelerinden sonra işte bu da sonuncusu.   Yolculuk Öncesi İrlanda çok uzun zamandır gitmek istediğim bir ülkeydi. İki kez

by

  16 Ağustos 2003   Sabah erkenden kalkıp valizleri yerleştirdik. Evi toparladık, dış cephenin boyanma olasılığı nedeniyle balkonu içeri taşıdık. Çiçekleri de mutfakta bir araya topladık. Miçocuğu dün gece anneme bıraktığımız için o konuda rahattık. Saat 12:00’de yola çıktık. Çıkmadan önce annemi ve kayınvalidemi aradık. Gülgün telefon edip evlilik yıldönümümüzü kutladı. Nedense ameliyat olduğum yıl

by

  10 AĞUSTOS 2001 Her zaman yumurta kapıya gelmeden işe başlamayan tipler olarak, yine tüm geceyi bavul yerleştirmekle geçirmiştik. Evde yapılması gereken son detayları gözden geçirdikten sonra, iki saat kadar uyuduk. Saat 3.30’da havaalanına gittik. Uçağımız saat altıda kalktı. Üç saat kırk dakikalık bir uçuştan sonra Amsterdam havaalanına indik. Kanada uçağımız yedi saat sonra kalkacaktı.

by

  7 Mayıs 2001   Sabah çok erken kalktım. Saat beş gibiydi. Zaten geç yattığım için yaklaşık olarak beş saat uyumuştum. Günlük uykum 5-6 saat civarında olduğu için pek de fazla etkilenmedim.   PC’yi açıp son veda mesajlarımı attım. Sonra kuruyan bir kaç parça giysiyi ütüleyip Hüsam’ı uyandırdım. Annem o arada kalkmıştı. Burak “Beni de

by

  Amerika’ya uçmadan önce uykusuz kalacağımız kesinleşmişti. Saat yarımda Internetin başından ayrıldığımda hem fırının, hem de çalar saatin alarmını kurmuş, iki saat olsun uyuyabilmek için hazırdım. Saat 03.00’de, daha doğrusu gece yarısı üçte saatler çalmaya başladığında önce koşup onları kapattım, sonra yeniden yatağa girip çarpıntımı geçirmeye karar verdim. Bu arada Hüsam’ı da uyandırmıştım. Saat. 03.15’te

by

“… Sana uzak memleketlerden bahsedenlerin Dili tutulsun Sana bir incir yaprağına bakmasını öğreteceğim Kendi avuçlarının içinde seyahati Ve gökyüzünün her yerde mavi olduğunu öğreteceğim. ” Oğlu Mehmet’e yazdığı şiirlerden birinde böyle diyor. Bedri Rahmi Eyüboğlu,  Artık gökyüzü her yerde mavi değil belki.  Yine de kendi avuçlarının içinde seyahati becerebilenler dimdik ayakta kalıyorlar gibi geliyor bana.