by

Yeni Yıl ve Kartpostallar

Yeni Yıl ile ilgili hemen her yıl bir şeyler yazmışım 2015 yılından beri. Yani blogumu açtığım yıldan beri. 2015 yılının sonunda Yılbaşı Ağacı, Nahıl süslenir, kurban derisi toplanır adlı yazı, 2017’de Yeni Yıl Hedefleri adlı yazı, 2018 yılında 2018’in İlk Yazısı adlı yazı , geçtiğimiz yılın sonunda da 2012’de Neler Yaptım, Neler Öğrendim adlı yazı.

Her yıl bloga daha çok yazacağım diyorum ya, bu yıl blogu bir günlüğe çevirebilirim hiç şaşırmayın. Yani her gün az biraz okuduklarımdan, yazdıklarımdan, düşündüklerimden bir şeyler olabilir.

Yeni Yıl deyince aklıma gelenlerden biri de kartpostallar. Bizler sanal dünyayı da gördük ve alıştık ama aslen kanlı canlı kartpostallar, mektuplar çağı çocuklarıyız. Ben bu mektup işini de daha önce yazmıştım. “Gözlerinden Öperim” başlıklı yazımda. Ama kartpostallar benim ilk koleksiyonlarımdandı. Bayramlarda ve yılbaşlarında kartpostal seçip akraba ve arkadaşlara göndermek en büyük zevklerimdendi. Yeni Yıl kartpostalı olarak simli kartpostallardan göndermeye bayılırdım. Bazen de büyük boy kartpostallar alırdım, sırf saklamak için. Onlar daha pahalı olurdu tabii. Birinin üstünde şöyle yazıyordu : “ Yeni bir yıl geliyor besbelli, kışlık giysileri içinde doğa, Karlar altında ağaçlar, yollar, Gittin gideli her şey değişti biliyorum, Yine de gelecek en güzel yılları , Senin için diliyorum.” Bunu ezberlemem de çok şaşırtıcı. uzaklara giden bir sevgilim de yoktu ki beni etkilemiş olsun, uzaklar bir yana sevgilim yoktu bir kere 🙂 Artık o kartpostala ne kadar baktıysam bu güne kadar aklımda kalmış şiir. Uzun süre biriktirdiğim eski kartpostalları sakladım. Bana gelenler ve benim satın alıp göndermediklerim. Sonra bir ayıklama krizinde ki bende bu krizlerden çok nadir olur, yarısında vazgeçerim, çoğunu attım. Ama hala doğum günüm ya da başka kutlamalar için gönderilmiş, ya da hediyenin içine konmuş kartpostalları saklıyorum. O eski naif kartpostallardan da var bir kaç tane.

Bu kartpostalı Gülgün Adapazarı’ndan göndermiş, Boğaziçi’ne. Üstündeki pulların tarihi 1978.
Bunu kedilerden ötürü ben almışım, arkası boş.
Bu janjanlı yanar döner kartpostallar da yurtdışından gelirdi ve az bulunduğu için çok severdim, dört beş tane var elimde.
Bu da Levant Koleksiyon’dan, yine kendime almışım

Tebrik kartlarının tarihçesini Antik Mısır’a götüren kaynaklar varmış. Eski Mısırlıların kutlama dileklerini papirüsler üzerine yazdığını söylüyorlar. Ama Yılbaşında tebrik kartı gönderme geleneği 1843’te Londra’da başlamış. Bunu neredeyse başucu kitabı yaptığım Gündelik Hayatımızın Tarihi kitabında okudum.( Kudret Emiroğlu ) İngiliz İşadamı Sir Henry Cole zamanın tanınmış sanatçısı John CalcottHorsley’e ilk kartı çizdirerek, dostlarına gönderilmek üzere bin adet bastırtmış. Bilinen ilk şirket ise 1861 yılında Philadelphia’da faaliyete geçen Lipman’s Postcard’mış. Bunu Avusturya Macaristan İmparatorluğu’nun 1869’daki Correspondenz Kart’ları izlemiş. Osmanlı toplumu kartları önce Levantenlerle tanımış. 1895’lerden itibaren dini bayramlarda özellikle İstanbul manzaralı kartlar kullanılmış. 1900’lerden itibaren Fransa ve İtalya’dan kenarsuyu olan , dantel motifli, kuş ve çiçekli ithal kartlar getirilmeye başlanmış. Bunlarda genellikle “ Iyd-i saidinizi tebrik ederim, ya da Iydiniz said, ömrünüz mezid olsun.” yazıyor. Iydinizi tebrik ederim yazan da var. Daha fazla bilgi için de Fotoğraf tarihçisi Gülderen Bölük’ün Fotoğraf tarihinde Kartpostal ve Fotokartların önemi adlı yazısına şu linkten ulaşabilirsiniz.

Unicef kartları da uzun süre benim için vazgeçilmezlerden oldu. Son zamanlarda hep onlardan alır, gönderirdim. Çok da seçenek vardı. Illustrasyon sevgim biraz da onlarla başladı.

Peaceable Kingdom by Kim McSparran USA

Şimdilerde hala yılbaşında ya da doğum günlerimde bana kartpostal atan bir kaç yabancı arkadaşım var. Sharon kuş sevgimi bildiğinden aşağıdaki kartpostalı yollamıştı Kanada’dan doğum günümde.

Bu Minicik mumlu kartı da arkadaşım Şelale 40. Yaş günüm için göndermişti.

Şimdilerde nette hemen her uygulamada erişebileceğiniz milyonlarca sanal kart var, ama postacının geldiğini gördüğümüz, kalbimizi deli gibi çarptıran o çocukluk ve gençlik günlerimizin heyecanının binde birini hissettirmiyor. Herkese anında erişebileceğimiz şu dönemde bile birinden gelen hakiki kartpostalı gecikmeli almayı tercih ederim. Bunlar yaşlanmanın belirtileri mi, yoksa tarih okumuş biri olarak zaten olması gereken mi bilemiyorum. 4 Şubat doğum günüm, özelden yazacaklara yeni adresimi verebilirim, bir kartpostal göndererek kutlayabilirsiniz, çok da sevinirim.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *