Yeni Yıla 39 ölüyle giren bir ülkede yaşayıp, Yeni Yıl hedefleri koymak biraz zor tabii. Ama her yıl olduğu gibi bu yıl da ne kadar sürdüreceğimi bilemediğim bazı hedefler koydum ben yine de.
Aslında her yeni gün yeni bir yıla giriyoruz diye düşünürüm ben. Dolayısıyla hedeflediğim şeyleri her yeni günde başlatabilirim. Ama işte sonuçta etkileniyor insan. Bir gün öncesinde tatlı yerken bir gün sonrasında yemeyeyim, ya da azaltayım diyebiliyoruz. Ya da her gün yürüyeyim, spor yapayım, buna da 1 Ocak’ta başlayayım. Bir şeyleri sıfırlamak, ya da yeni başlangıçlar yapma isteği hepimizde var galiba.
Aslında gençliğime geri dönebilsem neleri değiştirirdim diye düşündüğümde, kesinlikle daha çok ve istikrarlı bir biçimde spor yapardım sonucuna varıyorum her defasında. Ben biraz da bel fıtığı sorunum nedeniyle ki 2002 yılında ameliyat olmama karşın hala bir zayıflık var farklı sporları yapamıyorum, yüzme ve yürüme dışında. Yumuşak doku tutulması da oluştu bir süre sonra, soğukta filan da kalamıyorum. Bazen rüyamda bir şeylerden kaçmaya çalışıyorum, ama koşamıyorum, kaslarım sertleşip kalıyor, ancak zorlukla adım atabiliyorum. Yeni Yıl’ın ilk gününde de yine aynı rüyayı gördüm, bir grup göstericiden kaçmaya çalışıyordum, katılıp kaldım. İşte yıl içinde yapmayı planladığım şeylerden biri kesintisiz her gün yürümek, yazları da yüzmek. Yürümenin hayatımdaki rolü ile ilgili daha önce şurada yazmıştım. Hareket etmek ve biraz da eğlenmek babında önceki yıllarda başladığımız dans derslerine geri dönmeyi de düşünüyorum. Bu kez çok da fazla çeşit olmadan, vals öğrenmek istiyorum. Önceki derslerde Samba, Rumba, Cha Cha derken iyice karışmıştık. Ama hareket ederken eğlenmek hoşumuza gitmişti. Bir de bana uygun yoga yapabilirim belki. Beli hasta olanlara uygun çeşitleri var.
Spor iki ay önce başladığım diyeti de destekleyecek sanırım. Sekiz kilo verdim ve bir beş kilo daha vermek istiyorum. Glutensiz ve şekersiz yemek diyet değil, hayat biçimi olarak devam edecek. Evet hayatın bazı zevklerinden kendi isteğimle vazgeçiyorum, ama vücudumun daha rahat ettiği de bir gerçek. Hem insanın üçüncü gözü de daha çok açılıyor beden hafifleyince, rüyalar bile değişiyor.
Yazma konusunda her zaman disiplinsizlik yaşadım. Evde muhtelif zamanlarda yazılmış şiirler, öyküler, roman taslakları, denemeler öylece duruyor. Kafamda yazmayı planladığım bir iki biyografi var, hepsi toparlanacak. Belki bu yıl daha disiplinli olabilirim. Hoş bu bloga çok düzenli yazamasam da, gayet gereksiz bir biçimde Kore bloguna yazıyorum. Gerçi izlediğim drama ve filmlerin en azından yazarak yorumlanması da bir şeydir, ama her gün bu konuda 300- 400 görüntüleme olması ve 2000 kişiyle car car konuşmam bazen kendimden korkmama neden oluyor.
Kore deyince geçen yıl hedeflediğim ve gerçekleştirdiğim bir olay beni memnun ediyor ziyadesiyle. Korecemi orta düzeye getirdim, bu yılki hedefim ileri düzey bir Korece. 2018 yılında Kore’ye gidebilirsem de İngilizce konuşmadan Korecemle idare etmek. Daha şimdiden pek çok diziyi orijinal dilinden anlayabilmem beni mutlu ediyor, böylece yakında İngilizce altyazı beklememe de gerek kalmayacak inşallah.
Bu yılki hedeflerimden biri her yıl hedeflediğim ama yapamadığım bir şey. Kitaplarımı kaydetmek. Daha önce bir kaç kez başladım, ama bitirmeyi başaramadım. 3000’den fazla kitap var ve şimdi iki eve dağılmış durumda kitaplar. Yazmaya başlıyorum, ama her bir kitabı elime aldığımda en az 20 dakika kitapla ilgileniyorum. Tozlarını alayım, yerlerini değiştireyim, şu aslında burada olmalıydı, bu kitabı ne zaman almışım, aa bununla ilgili şu dergide de bir makale vardı derken bir bakıyorum hava kararmış.
Geçen yıl dikiş dikmeyi öğreneceğim demiştim kendi kendime. En azından çaydanlık kılıfı , kapı stoperi ve soft toy konusunda yapmak istediklerimi çizmiş, kararlaştırmıştım. Ama tüm yıl yine kabak ve taş boyamak, yeni yıl süsleri ve tahta bebekler yapmak arasında gidip geldim. Üstelik kendime bir çok kumaş da aldım. Bu yıl kafamı gözümü yarsam da bu işe soyunacağım. Hoş ev her zamankinden daha çok dağılacak, ama olsun.
Bu yıl yıllardır sürdürdüğüm ama bir iki yıldır boşladığım anı yazma alışkanlığıma daha düzenli devam etmeyi düşünüyorum.Mektuplar ve anılar dönemin her türlü sosyal, ekonomik görüntüsünü yakalamanıza neden oluyor. Bazen eski mektupları okuyorum. Bir süre Yeni Zelanda’da yaşayan arkadaşım Esen ve bir dönem Oxford’ta yaşayan arkadaşım Duygu ile uzun süre mektuplaştık. Kendi tarihimiz olduğu gibi, ülkenin ve hatta onların yaşadığı ülkelerin tarihi bu mektuplar. O zamanki duygularımızı da dondurup saklamışız gibi. Bir başka yazımda daha uzun yazacağım bu konuyu. Ama anıları yazmayı ve saklamayı seviyorum.
Önümüzdeki dönem ile ilgili çalışma planlarım da var. Belki full time olmayabilir, ama tam olarak ne yapmak istediğime karar verince çalışacağım. Yine de çalışma planlarım yaz tatilinden sonrasını hedefliyor, yeni dönem diyelim biz ona eğitimci diliyle.
Bu yıl bahçemde yapmayı planladığım bazı değişiklikler de var. Özellikle bir ördek havuzu yapmayı planlıyorum. Aslında bu bizim geçtiğimiz yıl için düşündüğümüz bir şeydi. Ama gerçekleştiremedik. Bir yıla uğursuzluk atfetmek istemiyorum ama, geçtiğimiz yıl bizim ailemiz için de en yakınımızda 3 ameliyatın olduğu bir yıldı. Olacağı varmış deyip geçelim. Havuzu bu yıl yapabilirsek kendimi şanslı hissedeceğim. Tabii ekip biçip yetiştirmek istediğim farklı bitkilerle ilgili de düşündüklerim var. Bu yıl patatesleri büyük torbalarda yetiştirmek istiyorum örneğin. Ayrıca tatlı patates de ekeceğim. Kore’de goguma dediklerinden.
Bu yıl görmek istediğim yerler listesinin başında Faroe Adaları var. Danimarka ve Faroe Adaları. Bu adalar özellikle deniz kuşları nedeniyle ilgimi çekiyor. Tabii koyunları ve keçileri ile de kalbimi kazanıyor. Belki bilmeyen vardır. Ben keçilere hayranım. Eğer imkanım olsaydı pek çok keçim olabilirdi. Koyunları da severim, hatta bir ara soft toy koyun biriktiriyordum. Küçükken en özendiğim şeyin ineklere karpuz kabuğu kesmek ve ağıllardaki pislikleri tahta kürekle ( Ya da o aletin başka bir adı vardır ama ben bilmiyorum ) temizleyebilmek olduğunu söyleyeyim de tam olsun. Sütçü komşumuz vardı, adama ben temizleyeyim burayı diye yalvardığımı anımsıyorum. Şimdi Saklıköy’deki evimizin karşısındaki tarlaya bazen inekler koyunlar geliyor, hemen koşuşturup gidiyorum.
Şimdi de Faroe Adalarından bir kaç fotoğraf paylaşayım :
En çok görmek istediğim su kuşuda deniz papağanı puffinler. Bu hayvancağızla ilgili bir de çocuk öykü serisi yazıyorum. Hatta çizimleri de kendim yaptım. İşte efendim bu ve başka deniz kuşlarını görmek için bir kaç farklı tekne turu var. Havanın güzel olduğu zamanlarda gerçekleşiyor. Ayrıca adalar arasında helikopter de çalışıyor. Gerçi ben hava ulaşımından tırsan bir insanım ama belki gözümü karartıp binebilirim de. Uçmayla ilgili görüşlerim için şuraya bakabilirsiniz.
Adada envai çeşit koyun da var. Hatta çeşitleriyle ilgili pul bile basmışlar. keçiler de var. Artık ne kadarı ortalıktadır bilmiyorum ama görmek istiyorum.
Tabii adalardan önce Copenhagen var. Onunla ilgili de görseller ve bilgiler biriktirmeye başladım. Bir engel çıkmazsa görebilme umudu taşıyorum.
Bu yıl bir başka özelliğiyle de bizim için önemli. Ağustos ayında iki önemli tarih var ailemiz için. Hüsam 60 yaşına girecek 12 Ağustos’ta inşallah ve dört gün sonra evlilik yıldönümümüz var 16 Ağustos’ta. 30. yılı dolduracağız kısmet olursa . Bu tarihler için henüz bir şey düşünmedik, ama aklımızda. Zaman ne çabuk akıp gidiyor. Yine aklıma Özdemir Asaf’ın şiiri geldi, ne güzel yazmış :
“Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz…”
Şiiri sonunu pek sevmem, ruhun ölümsüzlüğüne inandığımdan herhalde. O yüzden bu kadarını yazıyorum.
Bu yıl sevdiklerimle daha çok buluşup görüşebilmek de istediklerimden. İpek böceği gibi kozama çekilip
kalmayacağım bir yıl olur inşallah. Bir de güzellik kraliçesi adayı isteği gibi olacak ama, tüm dünyaya huzur ve barış
gelse ne güzel olurdu.
Permalink //
Canım kuzenim böyle sevecen, paylaşımcı, akıllı ve becerikli bir kuzene sahip olmaktan dolayı hayranlık ve gurur duyuyorum. .
Bu şahane paylaşımların insanın içini ısıtıyor ve keşke bende yapabilsem diyor.
Yüreğine ve kalemine sağlık.
Permalink //
Teşekkürler canım, çok öpüyorum, iyi bir yıl olsun hepimiz için.