Her doğum günümden sonra bir değerlendirme yazısı yazmışım dikkat ettim. 62 Kova burçlusu olarak bu yıl 62 yaşımı idrak etmiş bulunuyorum üzerinize afiyet. Dizilerde filmlerde filan insanlar doğum günlerini unuturlar ya, sevdikleri sürpriz pasta alıp anımsatır, sürpriz partiler filan yaparlar filan. İşte ben bu durumu hiç anlamam. Kutlamak istemezsin, o anlaşılır bir şey, ama insan doğduğu günü de nasıl unutur yahu? Dünyaya gözlerini açtığın gün, önemli bence.
Daha önce bu doğum günleri konusunu epeyce irdelemişim yazılarımda. Örneğin bir doğum günümün düşündürdükleri yazısı var, aslında hediye behiye konusunda olup da içinde doğum günü hediyelerimden söz ettiğim yazı var, bir de oğlumun, annemin, kardeşimin doğum günlerinde yazdığı yazılar var. O yazılarda belirtmemişim ama sürpriz olan hiç bir şeyden hoşlanmam ben. Kontrol manyağı olduğum için kontrol edemeyeceğim olaylar hoşuma gitmiyor. Sonuçta hiç bir şeyi kontrol edemeyeceğimi bildiğim halde, bir çok kişinin bir araya geldiği bir sürpriz doğum günü partisi düşüncesi bile beni korkutuyor. Bu doğum günümde oğlum geldi bir haftalığına, benim için en güzel hediye o oldu.
Neyse 62 yaş diye düşününce birden aklıma 62’den tavşan yapma konusu geldi. Bu yaşa geldim , dönüp bakınca “ Hayatım 62’den tavşan yapmak gibi mi geçti acaba ?” dedim kendi kendime. Hani “ Çizimim zayıftır, iki paralel çizgi bile çizemem.” diyenlere 62’den tavşan da mı yapamazsın diye sorulur ya! Ya da çocukken ilk öğretilen şeylerden biridir, 62’den tavşan yapmak. Aslında 62’nin kendisi de bir tavşan gibidir, bakınca görürsünüz o tavşanı orada. Sonra böyle yıl yıl filan düşününce, ya da hayatımdaki dönüm noktalarını, kazançlarımı, kayıplarımı, başarı ve hayal kırıklıklarımı, sevinç ve üzüntülerimi, “ Yok be !” dedim. O kadar da değil, ben tüyüyle müyüyle güzel bir tavşan yapabildim, ya da yapabiliyorum sanırım.. Yani aslında şükrettim bu kadar süreye ve dahasını yapabilmek için de sağlık, esenlik diledim. Tabii benim bu tavşan çoğumuzun başarı kıstası, değerlendirmeleri, ya da dünyasal kazançlar mı diyeyim onun için geçerli gibi. Hoş pek çok insan benim tüylü dediğime, “ Neresi tüylü bunun? 62’den Cin Ali tavşanı bu!” da diyebilir, onu da düşünmek lazım.
Öte yandan hayatımıza ne kadar çok başarı, mevki, arkadaş, akraba, insan, olay, şu bu sığdırırsak sığdıralım, çoğunluğumuz geldiğimiz noktada o kadar eksiğiz ki bence ( Yazar bu noktada insan-ı kamil olmayı kastediyor ) 60’lı, 70’li, 80’li, ömrümüz varsa ve sağlıkla ulaşmışsak 90-100’lü yaşlarda bir bakıyoruz ki hayatımız boyunca sadece 62’den tavşan yapabilmişiz. Ötesini öğrenmeye fırsatımız olup olamayacağı konusu da tartışmalı biliyorsunuz, e ne yapalım yandı gülüm keten helva!
Şimdi ben bu noktada kendim dahil hepimize farkındalıklı nice nefesler ve gelişmeler diliyorum, dışarda kuşlar cıvıldıyor, duyuyor musunuz ?
Permalink //
Gülümsettin. Daha çok tavşanlar, kuşlar, baykuşlar, kediler var çizilecek. Merakla bekliyor olacağım. İyi ki doğmuşsun sevgili Nilgün.
Permalink //
Teşekkürler 🙂
Permalink //
Yeni yaşın ugur getirsin ben 62 den kedi severim 💗
Permalink //
Çok teşekkürler. 🙂