2015

by

KORE VE JAPONYA GEZİSİ / 2014 Ekim / İlk Bölüm

    KORE’YE GİRİŞ 101 / Birinci Gün Geçtiğimiz yıl Kore ve Japonya’ya gittik.  10 gün kadar kalmamıza rağmen şimdiye kadar o gezi ile ilgili bir şey yazamadım. Sanırım nedeni tam olmamış olmasıydı. Yani benim için o kadar yetersiz oldu ve eksik hissettim ki, bu geziyi ancak bir başlangıç olarak alıyor, devamının en kısa zamanda

by

Saklıköy Günleri

Bayramdan beri misafirlerim var. Daha doğrusu misafir sayılmazlar, kardeşlerimiz. Saklıköy’de hep beraber çoluk çocuk zaman geçirmek güzel. Benim de kışın yaptıklarımla, yazın yaptıklarım mekan değiştiği için farklılaşıyor. Bir kere işin içine ekme biçme olayları giriyor. Tabii ekilen biçilen mecburen yeniyor. Açık havada daha çok acıkılıyor, ben de yeni yemekler deniyorum. Okuma, yazma ve el işleri

by

"LIVE LONG AND PROSPER" SEVGİLİ OĞLUM

Aslında doğum tarihini planlamıştık. İkizler burcunu tutturamayacağımızı farkedince bari babası gibi Aslan Burcu olsun dediydik. Doktoru “Aman ne güzel, ben Temmuz’da izne çıkıyorum, Ağustos’ta döndüğümde bebeğimizi doğurturum inşallah” demişti. Ama Ağustosun 22’si gibi beklediğimiz oğlumuz, bankada doğum öncesi iznini kullanmayı dört gözle bekleyen annesine aldırış etmeyip bir ay önce doğuverdi. 44 cm ve 2 kg

by

Çayınızı Nasıl Alırsınız ?

  Ben seneler boyu çay içmedim. Çocukken kahvaltılarda süt içtiğimi anımsıyorum. Herkesin su bardaklarıyla çay tükettiği kızlar yurdunda bile çay içmeyen nadir kişilerdendim. Bizimki gibi çayın çok tüketildiği ülkelerde bu sık görülmez. Ne de olsa sabah kahvaltılarımızın vazgeçilmez eşlikçisi çaydır, en fakirimiz bile,  bir çay bir simitle doymaya çalışır. O kadarla da kalmaz ikindi vakti,

by

Çay vakti ve Siyah-Beyaz Filmler

      “ Hepsi pompalanmışlar,”diyor. “ Hepsi pompalanmışlar.” Gülüşüyoruz. Beyazcamda bir Orhan Günşiray filmi var.” Filmde yaşayan adam kalmamış,” diyorum. “ Hepsi ölüp gittiler,”diyor. Her gün saat birde uğrardı. Öğle yemeğinden hemen sonra. Mutlaka pastaneye ya da bakkala uğrayıp Burak’a ,çikolata, sakız, bize de paskalya çöreği alırdı. Bazen de minik peynirli sandviçler. O saçaklılardan

by

Altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başında çocuk olmak

Her ne kadar çocukluktan çıkmanın yaşı kişiye göre değişse de, yine de genel kabul görmüş bir dönem var sanırım. Otuz ve kırklarında hala çocuk olan erkekler olduğu gibi, yedi sekiz yaşında hayata atılmak zorunda kalan, hatta onlu yaşlarının başında evlenip çocuk doğuran, büyük addedilen çocuklarımız da var ne yazık ki. Ben üniversiteye 78 yılında, onaltı

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / Haziran 2015 / Altıncı ve Yedinci Günler

Londra’ya geçmeden önceki son iki gün yoğun ve yorucuydu. O yüzden yazmayı döndükten sonraya erteledim. Altıncı gün sanırım en sevdiğim gün oldu. Sabah kahvaltıda ev sahibemiz bize gel git dolayısıyla iki üç saatliğine ada olan ve anakaraya ince bir yolla bağlanan minik bir adadan ve adanın bulunduğu yer olan Cramond’tan söz etti. “Sizin için farklı bir deneyim

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / HAZİRAN 2015 / Beşinci Gün

  Sabah kahvaltıda Taiwanlı Hanım bana ” Siz öğretmen misiniz?” diye sordu. Hayır etrafta çoluk çocuk olduğunda öğretmen gibi davrandığım doğru. Oraya çıkmayın, yerlere çöp atmayın mooduna geçiveriyorum hemen. Ama burada tek yaptığım oturup çarkıfelek meyvamı yemek. “Nerden anladınız? “dedim. İngilizceniz çok iyi diye cevap verdi. Sonra nasıl olduğunu anlamadım ama Tayvancanın nasıl bir dil

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / Haziran 2015 / Dördüncü Gün

Bugün havanın iyiden iyiye yağmurlu ve soğuk olacağı kesinleşti. O yüzden bugün müzeye gideceğiz. İskoç Ulusal  Müzesi ‘ne giderken yağmur iyice indirdi. Geldik geleli yağan en ağır yağmur herhalde. Müzeye doğru giden şortlu bir Koreli çocuk görüyorum. Dün de terlik giymiş dolaşan bir Koreli çift vardı, yağmurun altında. Herkesin üzerinde kaban ya da kalın yağmurluk rüzgarlıklar, çoğu

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ /  Haziran 2015 / Üçüncü Gün

Akşamları hava geç kararıyor. Onda bile hava aydınlık. Ama bütün gün yürüdüğümüz için çok geç yatmadım. Geç benim için saat 3-4 oluyor bu arada. Sabah da saat beş gibi uyandım. Oturup biraz yazdım. Tatile gelip de fotoğraf kırpan, blog yazan kaç kişi vardır merak ediyorum. Bu arada Kore Dizi bloguyla da ilgilenmeyi ihmal etmedim. Kızlar