Genel

by

Dakiklik Hastalığı

Bugünlerde hastayım. Fena soğuk almışım, bir türlü de geçmiyor. Herhalde bağışıklı sistemimin yine yerlerde süründüğü bir zaman. Beni şifalandıracak Miço da olmadığına göre ( Evet, yapardı ) kendi kendime ayağa kalkmaya çalışmalıyım. Evde etrafımda üç beş kitap, örgüm, bilgisayarım, bitki çaylarım, pastiller, düğmeler yünler, kağıt, kalem oturduğum yerde tam teçhizatlı cevat kelle hesabı debeleniyorum. Aslında

by

2018'in İlk Yazısı

12 ay önce Yeni Yıl Hedefleri başlıklı yazımda yıl içinde neleri yapmak ya da yapmamak istediğimi anlatmışım. Şimdi yeniden okudum. Gerçekleştirdiklerim de var, hep aklımda olmalarına rağmen gerçekleştiremediklerim de. Zaten hep öyle olmaz mı ? Satürn de Oğlak burcuna girdiğine göre artık yarım kalan işlerimizi toparlayıp, daha bir disiplinli biçimde sonuçlandıracağız diye umut ediyorum. Geçtiğimiz

by

Hayatta Hiç Bir Şey Tesadüf Değildir

Bu sözü çok duymuşsunuzdur. Bazı şeyler vardır duyarız, ama bazılarını da hisseder, biliriz. Bu hayatta yaşayacaklarımızın, karşılaştıklarımızın, tanıştıklarımızın zaten hayatımıza gireceğini, bütün bu yaşamı, anlaşmayı kabul ederek geldiğimizi düşünenlerdenim ben. Kendimizi geliştirmek, olgunlaştırmak, olmak için. O yüzden içe doğmalar, öngörmeler, hissettiğinin doğruluğunu gösterecek  tüm o şeyler olunca çok şaşırmam, ama sevinirim içten içe. Düğün dernek,

by

Kaynana Değil, Kanka oldum :)

Yine uzun zamandır yazmamışım. Aslında fangirl  ( ! ) bloguma yazıp da buraya yazmamak saçma tabii bu yaşta. Ama bu kez mazeretim var. Oğlum evlendi, ben de bir kız evlat sahibi oldum. Ailelerin bu biçimde çoğalması bana zevk veriyor. Sadece kızım değil, kızımın ablaları, annesi, damatlar ve yeğenler, hepimiz artarak sevgiyi de yayıyoruz. Kızım zaten

by

Miço

Miço 26 Eylül saat birde kalbimize pati izlerini bırakıp gitti. Hala beni kapıda karşılayacak, yatağa gittiğimizde yanımıza gelip uyuyacak, hiç kesmediğim tırnaklarıyla pıtır pıtır sesler çıkararak salona girecek ve oturduğum koltuğun yanına kendini sığıştıracak sanıyorum. Pencere, kapı açarken temkinli bir biçimde açıp kapıyor, yüzünü yüzüme sürüp burnunun tam üstünden öpmeyi özlüyorum, ama o yok artık.

by

Yine Eylül geldi

Resmi olarak Sonbahar geldi. Ben de her zamanki gibi rahatladım tabii. Malumunuz sıcak havaları hiç sevmiyorum. Renk renk şallara bürüneyim, kırmızı sarı sonbahar yapraklarını yerlerde göreyim,  terlemeden yürüyeyim, sıcak bir şey eşliğinde okuyayım yazayım, o günleri özlemiştim tabii. Bir de Korece ders eşliğinde yürüyüşlerime başladım, fena olmadı. Bu yaz kışlık evdeki boya badana dolayısıyla Saklıköy’e

by

Hediye, Behiye

Herkesin önemsediği günler var. Bazılarımız bayramları, bazılarımız doğum günlerini, evlilik yıldönümlerini önemseriz. Artık iyice ticari hale gelen sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü gibi günlerimiz de var. Dün kuaförde saçlarımı yıkayan berber “Yeni bir şey çıkmış, bebek doğuracaklar yapıyormuş, neydi o yahu ??”  diye arkadaşına seslendi. Arkadaşı da koşarak gelip “Baby Shower” diye açıkladı. Bizimki

by

Biz kadınların hayatının büyük bir kısmı erkeklerin düşünmek zorunda kalmadığı problemler üzerinde düşünmekle geçiyor ve çoğu kez de erkek egemen söylem yüzünden. Her ne kadar son zamanlarda kadınlardan “Kadınlar kadınlar için güzelleşir, erkekler için değil.” gibi bir savunma duyuyorsam da pek mantıklı gelmiyor.  Çoğu kez  o kadından daha güzel olayım da tüm erkekleri-  farklı tercihler

by

En özendiğim insanlar hayatı olduğu gibi kabul edebilenler. Mütevekkil olanlar, yani “Mevlam görelim neyler, neylerse güzel eyler.” kabullenişiyle, her geleni sakince, yeni deyimle cool bir biçimde karşılayabilenler. Ben hiç öyle olamadım. Belki evhamlı bir anne babanın ürünü olup, hayatımın çocukluk ve gençlik çağlarını yürek hoplamasıyla geçirmem yüzünden, belki de zaten yapım öyle. Bu evham işini

by

Modern Yaşamdan Doğaya, Rüyalardan Sınavlara

Saklıköy’e geldiğimden beri yine farklı bir boyutta yaşamaya başladım. Her ne kadar hepimizin içinde doğada yaşama düğmesi varsa da, insan uygarlık  dediğimiz şeyden kolay kolay vazgeçemiyor. Yine de buranın şartları insanı  bazen resmen çocukluğuna döndürüyor diyebilirim. Bugün en az beş kez elektrik gidip geldi. Aynı çocukluğumdaki gibi. Elektrik kesintileri, karartmalar, lüks lambaları içimde yer etmiş