by

2022 Serüveni

Dün daha 2022 yılıydı, bugün geçen yıl oldu. Bu size de garip gelmiyor mu? Kocaeli sınırından birden İstanbul’a geçivermek gibi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da “2022’de kayda değer bir şeyler yapabildim mi? diye düşündüm. “kayda değer” de sübjektif bir kavram. Kime göre neye göre ? Bana göre tabii. 😂

Yaptığım için memnun olduğum şeyleri düşünürken , tüm yıl olanı biteni de düşünmüş oldum tabii. Becerebilirsem onlardan da kısaca söz edeceğim.

Bu yıl her iki blogumla da yeteri kadar ilgilenmemişim. Eskisi kadar Kore dizi ve filmi izlemediğimden, az yazmışım. Bu bloga da sadece 9 yazı yazabilmişim, bu yıl bu işi daha sıkı tutayım bari.

Blogları filan boşlamamın iyi bir nedeni var aslında. İkisini resimlediğim üç tane çocuk romanı yazdım. Dördüncüsüne de başladım, hatta bitirebilseydim yarışmaya gönderecektim, ama olmadı, zaman kalmadı. Üstelik sonuncusu ilk gençlik çağına. Bu romanları yazmaktan çok yayınlatmak önemli tabii. Bazı yayınevlerinden beğendik, ama basamıyoruz tarzı yanıtlar aldım, iki tanesini yarışmaya gönderdim, ama daha sonuçlanmadı, hala yanıt beklediğim yerler de var, bakalım hayırlısı. Bu yazıp çizme işi epeyce zamanımı aldı.

Bu yıl çok fazla Korece çalışamadım, ama yine bu yıl Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nin İkinci Üniversite kapsamında Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’ne kaydoldum, onun derslerine çalıştım. Ara sınavdan da gayet iyi notlar aldım, şimdi 21 Ocak’taki finallere çalışıyorum. Sınavları bir yana bırakırsak program ilgi çekici benim açımdan. Sadece teoride kaldığı için anlamsız olan ( ki karanlık oda detaylarına kadar fazlaca ezber var ) Temel Fotoğrafçılık dersi hariç, Din ve Mitoloji, Görsel Estetik, Temel Sanat ve Tasarım Eğitimi her şeye farklı bakmamı sağladı. Görsel dünyaya farklı bakmaya emeklilikten sonra başlamıştım zaten, şimdi de havada kalıyor dediğim fotoğrafçılık dersi yüzünden bile bakınca ışık nereden geliyor, çekim nasıl yapılmış dikkat ettiğimi görüyorum. Müze ve galerilerde resimlere, dergi ve billboardlarda reklamlara bile farklı bir gözle bakıyorum, mutluyum yani.

Bu yıl da kabak boyamaya, bunun yanı sıra farklı el işleri yapıp, evde maksimalizm oluşturmaya devam ettim. Çok çoktur yani. Fahiş kargo ücretleri yüzünden Etsy hesabından filan da vazgeçtim. Bir ara burada da paylaştığım Birikenler, kaybolanlar, Hiç olmayanlar adlı yazımdaki gibi biriktirmeye devam. Orada bir kedim bile yok diye ağlanmışım, yıl 2000, Yaradan “ Al sana kedi!” demiş, şimdi kış da olduğundan evlerinde olmayan tüm komşuların bahçesindeki kediler de bana geldi, otuza yakın kediyi besliyorum. Bu arada Susaklıköy IG hesabımın yanına tüm dünyadan kabak örneklerini paylaştığım gourds_art adlı yeni bir hesap da ekledim. Bu kabak sanatçılarının birbirlerinin işlerini görmelerine de yarıyor.

Bu yıl kısa bir iki gezi yaptık. daha önce yazdığım Eskişehir gezisi ve Asos yaz gezisi. Günübirlik yakın ilçelere, illere gidiyoruz bazen, eğlenceli oluyor. İstanbul ve Kocaeli’nde de geziyoruz.

Yakın çevrede yürüyüşlerimiz de giderek arttı. Doğada olmak güzel. İstanbul’a gittiğimizde yaşadığımız yerin ne bol oksijene sahip olduğunu anlıyoruz. Geçtiğimiz kış çok da kar yağdı, karda bile yürüyüşe çıkmayı ihmal etmedik.

Geçtiğimiz yıl 60 yaşıma girdim. Tam o sıralarda çocukların covid pozitif olmaları kötü olduysa da , Burak’ın hastalığı yanımızda geçirmesi bir açıdan rahatlatıcıydı. Ama Derya ile görüşemedik. Geçtiğimiz yıl Gülgün ve annem – ki ilki tam da doğum gününde, diğeri bu yıl sonunda olmak üzere iki kez – covid pozitif oldular. Biz bu yıl da kaçarız sanıyorduk ama Hüsam iki günlük bir seminerden mikrop alıp, bana da bulaştırınca bu kez kaçamadık. Hastalığı hafif geçirmemize karşın, Burak’ın burada olduğu zamana denk gelmesi kötü oldu. Çocukcağız bir iki gün erken döndü. Allahtan ona bulaştırmadık.

2022 yılında yakın akrabalar dışında çok fazla kişiyle görüşemedik. Kardeşlerle Ankara’da buluştuk, bir kez de arkadaş grubuyla bizim evde buluştuk, bu yıl belki daha çok arkadaşımızla görüşebiliriz.

Bahçede geçtiğimiz yıl sanırım en çok kedi yetiştirdik. Ondan fazla yavru hala bahçemizde yaşıyorlar. Gelecek yıl komşularla birlikte bir kedi komisyonu kurup kararlar almak zorunlu olacak gibi gözüküyor. Tatlı kabaklarımız da fena değildi, ama sanırım gelecek bahara daha planlı programlı çalışmalar yapmamız gerekecek. Meyve ağaçlarından yaptığımız hasat reçel olarak saklandı. Bazılarını da kuruttuk.

Tabii yıl sonunda önümüzdeki yıl ile ilgili beklentilerimi de düşündüm. İşte daha az karbonhidrat ve şeker tüketmek, her şeyi fazla düşünmemek ( do not overthink ) günlük yürüyüşümü ihmal etmemek, başladığım ilk gençlik çağına romanını ve tasarladığım çocuk şiirlerini tamamlamak, çizim ile ilgili daha çok deneyim kazanmak, Görsel İletişim Tasarımı Bölümünün yan okumalarını yazın tamamlamak, her gün bir parça Korece çalışabilmek, ilkbaharda ya da yazın mümkün olursa Karadeniz tarafında bir kaç şehri görmek, bahçede yeni sebzeler ve çiçekler yetiştirmek, belki motosiklet ehliyeti almak- bu arada araba sayımızı teke indirdik, gerçi her an bir kamyonet alma çılgınlığı yapabiliriz de. – , sevdiklerimizle daha sık görüşmek bunların arasında. Dilekler ve gönlümden geçenler tabii, ne kadarı olur Allah bilir. Bir de bu yıl az az daha çok yazabilsem buraya, fena olmazdı yani.

2 Comments


  1. // Reply

    Nilgün ‘cüm yazıların gönlümü ısıtıyor.


    1. // Reply

      Sağolun Tülay hanım, çok sevgiler.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *