gezi

by

Sabah erken kalkıp kahvaltı ettik. Sonra Konağın önünden yokuş yukarı yola koyulduk. İstikamet Kent Tarihi Müzesi’ydi. Daha önce burada Kale varmış, 1904-1906 yılları arasında Hükümet Konağı inşa edilmiş.  1976 yılında bir yangın çıkmış, konak kullanılamaz hale gelmiş. Kültür Bakanlığı 2000 yılında restorasyon başlatıp 2006 yılında tamamlamış. Burası da Kent Tarihi Müzesi olarak hizmete açılmış. İçeri

by

Yedigöller,  Safranbolu Gezisi /  Birinci Gün

Yine bir Salı – Çarşamba kaçamağı yapıp gittiğimiz Yedigöller Safranbolu gezisinden dün gece döndük. Bugün bir yandan olmazsa olmaz çamaşır yıkama seansını gerçekleştirirken Fernando Pessoa’nın Huzursuzluğun Kitabı’nı okuyordum ki aşağıdaki bölüme rast geldim. Biraz sarsıldığım doğrudur, ama ben onun gibi hissetmiyorum. Heyecanla başlayıp bitirdiğim, her ayrıntıyı severek incelediğim  bir geziydi.  Pessoa’nınki de   farklı bir düzey

by

İki Göl,  Bir Deniz, Tarihi Yerler ve Sivrisinekler/  Yaz Gezisi, Birinci Bölüm

Bu yıl Saklıköy’e gitmeden önce kısa bir deniz tatili yapalım dedik. Yine de söz konusu biz olunca bu yalnızca deniz tatili olmuyor. Neden ? Çünkü bir tek yerde kalmaktan sıkılan kurtlu bir çiftiz de ondan. Dolayısıyla tatil deyince bir kaç şeyi birden kapsaması şart gibi. Okullar kapanıp da her yer kalabalıklaşmadan gitmek istedik. Kalabalıktan da

by

Kore, Beşinci Gün

Seoul’deki son günümüzü Kore Savaş Anıtı ve Müzesini gezmeye ayırdık. Kore Savaşı, Kore Gazileri ülkemizde çok bilinen olaylar. 1950- 1953 yılları arasında Kuzey ve Güney Kore arasında yapılan savaşa bilindiği gibi Birleşmiş Milletlerin Güney Kore’ye asker göndermesiyle daha sonra da işe , Çin Halk Cumhuriyeti karışmasıyla, olay iyice uluslararası boyut kazanmıştır.  Bizde de ilk birlikleri güle

by

KORE VE JAPONYA GEZİSİ / 2014 Ekim / İlk Bölüm

    KORE’YE GİRİŞ 101 / Birinci Gün Geçtiğimiz yıl Kore ve Japonya’ya gittik.  10 gün kadar kalmamıza rağmen şimdiye kadar o gezi ile ilgili bir şey yazamadım. Sanırım nedeni tam olmamış olmasıydı. Yani benim için o kadar yetersiz oldu ve eksik hissettim ki, bu geziyi ancak bir başlangıç olarak alıyor, devamının en kısa zamanda

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / Haziran 2015 / Altıncı ve Yedinci Günler

Londra’ya geçmeden önceki son iki gün yoğun ve yorucuydu. O yüzden yazmayı döndükten sonraya erteledim. Altıncı gün sanırım en sevdiğim gün oldu. Sabah kahvaltıda ev sahibemiz bize gel git dolayısıyla iki üç saatliğine ada olan ve anakaraya ince bir yolla bağlanan minik bir adadan ve adanın bulunduğu yer olan Cramond’tan söz etti. “Sizin için farklı bir deneyim

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / HAZİRAN 2015 / Beşinci Gün

  Sabah kahvaltıda Taiwanlı Hanım bana ” Siz öğretmen misiniz?” diye sordu. Hayır etrafta çoluk çocuk olduğunda öğretmen gibi davrandığım doğru. Oraya çıkmayın, yerlere çöp atmayın mooduna geçiveriyorum hemen. Ama burada tek yaptığım oturup çarkıfelek meyvamı yemek. “Nerden anladınız? “dedim. İngilizceniz çok iyi diye cevap verdi. Sonra nasıl olduğunu anlamadım ama Tayvancanın nasıl bir dil

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ / Haziran 2015 / Dördüncü Gün

Bugün havanın iyiden iyiye yağmurlu ve soğuk olacağı kesinleşti. O yüzden bugün müzeye gideceğiz. İskoç Ulusal  Müzesi ‘ne giderken yağmur iyice indirdi. Geldik geleli yağan en ağır yağmur herhalde. Müzeye doğru giden şortlu bir Koreli çocuk görüyorum. Dün de terlik giymiş dolaşan bir Koreli çift vardı, yağmurun altında. Herkesin üzerinde kaban ya da kalın yağmurluk rüzgarlıklar, çoğu

by

İSKOÇYA GÜNLÜĞÜ /  Haziran 2015 / Üçüncü Gün

Akşamları hava geç kararıyor. Onda bile hava aydınlık. Ama bütün gün yürüdüğümüz için çok geç yatmadım. Geç benim için saat 3-4 oluyor bu arada. Sabah da saat beş gibi uyandım. Oturup biraz yazdım. Tatile gelip de fotoğraf kırpan, blog yazan kaç kişi vardır merak ediyorum. Bu arada Kore Dizi bloguyla da ilgilenmeyi ihmal etmedim. Kızlar

by

Akşam erken yattığımız için sabahın köründe kalktık. Kahvaltı saat 7.30’da başlıyordu. Pansiyonun dokuz odası varmış, hepsi de doluymuş. Biz aşağı indiğimizde iki aile kahvaltı ediyordu. Brian koca bir meyve tabağı getirip önümüze koydu. Arkadaki servis masasında cornflakes, reçeller, yoğurt ve bazı meyveler vardı. Kadıncağız daha sonra peynir, ekmek, salatalık, çay  filan da getirdi. Meyveler genellikle