Uncategorized

by

Nasıl da yaşlanmış !

Sabah bir yandan sıcakla mücadele ederken, ( Elektrik sistemindeki arıza nedeniyle klimayı çalıştıramıyoruz hala ) bir yandan da daha önce küçük odaya taşıdığım minik masa ve kabak malzemelerimi yine salona taşıdım. Bastılar çünkü. Dağınık mağınık salonda pencerenin yanında çalışmaya devam etmeye karar verdim. Aslında geçtiğimiz yıllar bu mevsimde dışarda çalışıyordum ama bu yıl feci kara

by

Yaz Aylarını Niye Sevmiyorum ?

Belki de Şubat’ın başında doğmuş olmam nedeniyle kim bilir ? Ama bence asıl neden sıcaktan hoşlanmamam. Kızıl saçlı, beyaz tenli doğmuş olmam nedeniyle güneşin her daim yakıp kavurmuş olması, yanıp bronzlaşma ihtimalimin yine pigmentler nedeniyle sıfır olması ve alerjik bünyem. Seferihisar’da bir kaç yaz, her defasında damardan acilde iğne olduğum, dudaklarımın ve göz kapaklarımın şiştiği

by

Tuhaf Kedi Öyküleri

İlk kedim Arap ile sanırım altı yedi yaşımdayken ve ırkçılık duyarlılığından önce tanışmışım. Şimdi olsa adını Arap koymazdım tabii. Herkesin anladığı gibi lekesiz siyah bir kediydi. Onunla olan anılarım yaşımın küçüklüğüne rağmen çok berrak. O zamandan beridir de en uzunu Miço olmak üzere ( 15.5 yıl ) pek çok kedi ile karşılaştım, bu yıla kadar

by

Döngü

Bahçede yeni kediler doğdu. Önce Mart’ta, sonra Mayıs’ta ve en sonuncusu da 4 Temmuz’da. Bir kısmı travmatik, bir kısmı değil. İlk parti erkek kedilerin bir dişiye saldırmasıyla başladı. Kendisi de daha bir yaşında olmayan dişi Kimyon’u alıp Hüsam’ın alet kulübesine koyduk, hava soğuktu. Yavrulardan en açık tekir olan ertesi gün öldü, iki yavru hayatta kaldı,

by

Bahar Yüzünü Gösterdi

Bu kış bana nedense çok uzun sürdü gibi geldi. Sanırım epeyce kar kış yaptığından. Ama dün doğalgazdan güneş paneline geçince, artık baharın geldiğine kani oldum. Kış boyunca daha çok okudum, yazdım, çizdim, yün ördüm durdum. TV karşısında yün örmek insanı çok rahatlatıyor. Tabii kediler üşümesin diye uğraştık, günde iki kez doyurduk. Sitede çok kimse kalmadığından

by

İş Günlükleri

Aslında İş Günlükleri diye bir şey yok. Ama pek çok günlüğüm, günce mi desem yoksa, var. Orta 1’den itibaren hayatımın hemen her döneminde bir biçimde yazdığım için bir şey anımsamak istediğimde hemen açıp bakarım. Geçen gün bilgisayarımda bir şey ararken bir aralar yine bir bloğa yazdığım günlükleri buldum. 2000 – 2007 arası, sürekli olmasa da

by

Çocukluğumun Tatları

Bugün felafel yaptım. Yaparken de aklıma çocukluğumun yemekleri geldi. Bu felafeller , kimbablar, sushiler hep global dünyaya entegre olmanın sonuçları. Gezip, görüp, yemesek bile internet denen mucizevi ağ sayesinde Pinterest’ten, şuradan buradan hemen her çeşit ülkenin yemeğini okuyup, videosunu izleyip filan yapabiliyorsunuz. Haa, ayrıca TV var. Şimdi hangi kanalı açsam biri bir yemek yapıyor. IG’da

by

Dişiyken erkek olan balık, Kobudai

Biz Digitürk’ün sadece belgesel kanallarını izliyoruz. Şimdi elitist elitist konuşma diyeceksiniz, hatta Cem Yılmaz da dalga geçmişti bir talk şovunda bununla, ama gerçekten de öyle. Dizi ve filmleri Netflix’ten izliyoruz, haber programlardan filan da kaçınıyoruz, geriye o kanallar kalıyor. Bu Pazar oturmuş BBC Earth izliyoruz. Bu balığı gösterdi bir çok başka hayvan ile beraber. Bi

by

Yeni Yıl ve Kartpostallar

Yeni Yıl ile ilgili hemen her yıl bir şeyler yazmışım 2015 yılından beri. Yani blogumu açtığım yıldan beri. 2015 yılının sonunda Yılbaşı Ağacı, Nahıl süslenir, kurban derisi toplanır adlı yazı, 2017’de Yeni Yıl Hedefleri adlı yazı, 2018 yılında 2018’in İlk Yazısı adlı yazı , geçtiğimiz yılın sonunda da 2012’de Neler Yaptım, Neler Öğrendim adlı yazı.

by

2021’de Neler yaptım, Neler Öğrendim

Gerçi her gün yeni bir yıla giriyoruz ama yine de tüm dünya her yılın başını önemsiyor. O yüzden de ister istemez yılı kapattığınızda o yılın muhasebesini yapıyor, gelecek yıla dair de beklentilerinizi filizlendirmeye başlıyorsunuz hemen. Yılın bitmesine az kaldı, ben de geri dönüp 2021’de neler yaptım ve neler öğrendim diye düşündüm. Öncelikle buraya yazdığım blog